“Doğurganlık oranındaki” düşüş Meclis'te tartışıldı: “Sanki çalışan bir milyon çocuk yokmuş gibi…” – Son Dakika Türkiye Haberleri

Saadet Partisi, Türkiye'de doğurganlık oranının azalmasının nedenlerini ortaya çıkarmak amacıyla TBMM Genel Kurulu'na sunulan meclis araştırma önerisini bugün görüşmek üzere grup önerisi sundu.

Grubun önerisi üzerine konuşan Saadet Kayseri Milletvekili Mahmut Arıkan, TÜİK'in doğum oranına ilişkin açıkladığı verilere dikkat çekti. Arıkan şunları söyledi:

“TÜİK'in açıkladığı son istatistikler hepimiz için kaygı verici. TÜİK raporunda doğurganlığın azaldığı, nüfusumuzun yaşlandığı ve evlilik kurumunun ciddi anlamda zayıfladığı belirtiliyor. Raporda iki önemli istatistik var. gençlerimizin evlenme yaşının hızla yükselmesidir.

İkincisi, son yirmi yılda evlenenlerin sayısı yüzde 20 azalırken, boşananların sayısı yüzde 47 arttı. Evlenme yaşının artması ve boşanma oranlarının artması, bir zamanlar gurur duyduğumuz genç nüfusumuzun potansiyelinin giderek azaldığını gösteriyor. Bu gerçekle yüzleşmemiz gerekiyor. Günümüzde gençlerimizin yuva kurmasını engelleyen, kurulan yuvayı yıkan en temel sebeplerin başında ekonomi gelmektedir. “Düğün masrafları, fahiş kiralar, barınma ve yemek sorunları, düşük ücretler ve işsizlik gençlerimizin aklındaki en önemli sorunlardan bazıları.”

İYİ PARTİLİ HAMŞIOĞLU: “HALKIMIZ BESLEMEYECEĞİ ÇOCUK DOĞURMAK İSTEMİYOR”

İYİ Parti Grubu Adına Tekirdağ Milletvekili Selcan Hamşıoğlu Konuşmasında, nüfus artış hızının azalmasının övünmek dışında gençlere yatırım yapılmamasının bir sonucu olduğunu belirtti. Hamşıoğlu, şunları söyledi: “Dolayısıyla bunda şaşılacak bir şey yok. Halkımız artık besleyemeyeceği bir çocuk doğurmak istemeyebilir” dedi.

Hamşıoğlu şunları söyledi:

“Çocukların güpegündüz, polis eskortunda, başkentin göbeğinde öldürülebildiği, faillerin benzeri görülmemiş bir utanmazlıkla lekelendiği bir ülkede belki de koruyamayacağı çocuklar doğurmak istemiyordur. ” Bütün bir ülkenin şehit olmasına rağmen. Belki yirmi yıl boyunca saçına zarar vermeden çocuk doğurmak istemiyor, devletin koruması altında, devlet yurdunda ölmek, asansörde mahsur kalmak istiyor. Çocuklar yeraltı tesislerinde taciz ve tecavüze uğrayacak, 5 yaşında çalışmaya zorlanacak, aile kavramının yıkılması nedeniyle ister istemez annesiz babasız büyüyecek, suç makineleri tarafından 25 kez bıçaklanacak. Sokakta harçlık kazanmaya çalışırken, ağaçları, kuşları, çiçekleri, böcekleri savunurken devlet gücünü kalkan olarak kullananlar tarafından öldürülecek. Dövülecek, hatta öldürülecek çocuklar doğurmaya cesareti olmayabilir.

Bir kadın örneğin çocuğunu doyurmak için hırsızlık yapmak zorunda kalacağını biliyorsa anne olma isteğini erteleyebilir ya da vazgeçebilir ama bu durum ne kadar anlaşılır olsa da bu durum çocukla tatmin edilebilecek bir durum değildir. bu olayların sonuçları.

DEM PARTİ KONUĞU: “KADINLAR KENDİNİ TANIYOR”

DEM Grubu adına İstanbul Kezban Konukçu, önergeyi sunarken kadın milletvekillerinin sorgulanması gerektiğini belirterek, şöyle konuştu: “Kadınların çoğunluğunun bulunduğu bir Meclis olan Genel Kurul'da karara bağlanması gereken bir meseleden bahsediyoruz. Kadınlara soruldu mu? Biz partimiz, bize ya da kadınlara sormadan kadın bedeni üzerinden politika yapılmasına hep karşı çıktık mı? Biz de buna karşıyız” dedi.

Konukçu şunları söyledi:

“Kadınlar doğurur mu, doğurmaz mı biliyorlar. Ne zaman anlayacaksınız gerçekten merak ediyorum. İşinize gelince 'Kürtler arttı, nüfusu arttı' diyorsunuz, doğum kontrolü uyguluyorsunuz. İşinize gelince doğum kontrolü uyguluyorsunuz.” “Suriyeliler arttı, demografik yapı bozuluyor” diyorsunuz ama işinize gelince “Nüfus azaldı, üç çocuk doğurun” diyorsunuz, “Peki bir de şu açıdan bakalım”. Doğurmak istediğiniz kadınlara sosyal güvence sağlıyor musunuz? Doğurmak istediğiniz çocuklara istihdam olanağı sağlıyor musunuz?

CHP'li ÖZCAN: “ÜLKEMİZDE ÇOCUK YOKSULLUKU VAR”

CHP Muğla Milletvekili Gizem Özcan, “Elbette 30 yıl sonra ülkemizin genç bir nüfusa sahip olmasını, bu dinamik nüfusun ülkemizi geliştirmesini istiyoruz ama 'Doğurganlık oranı' konusundaki şikayetlerinizi ciddiye almıyoruz. Çocuk haklarına dayalı bir ülke inşa edilmeden geri adım atıldı.” “Bizim ciddiye aldığımız şey, ülkenin tüm çocuklarına maddi sıkıntıdan uzak, kaliteli bir kamusal eğitim sunma mücadelesidir; ciddiye aldığımız şey, hem kadınları hem de çocukları özgürleştiren bir politika yapma mücadelesidir; Cumhuriyetimizin omurgasıdır ve çocuklarıdır. demokrasi” dedi.

Doğurganlık oranındaki düşüşün temel sebebinin ekonomi olduğunu belirten Özcan, şöyle konuştu: “Siyasi görüşleri ne olursa olsun ailelerin çocuklarını okula aç göndermek istememesi, daha da önemlisi nasıl alacakları endişesi var. kaliteli eğitim.” Hükümetin pek umurunda değil ama ülkemizde ciddi bir çocuk yoksulluğu var. Verilerden bahsedecek olursak ülkemizde bakalım TÜİK verilerine göre Türkiye'de çocuklar arasında yoksulluk ya da sosyal dışlanma oranı ne kadar? Çocuk yoksulluğunda %42,7 ile Avrupa Birliği lideriyiz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, düşen doğurganlık oranının Türkiye için varoluşsal bir tehdit olduğunu söyledi. Sayın Başkan'a şunu hatırlatmak isterim: Hükümetiniz, bedava öğle yemeğinin öğrencilerimiz için çok fazla olduğuna inanıyor. Hükümetiniz sanki bir milyon çocuk işçi yokmuş gibi davranıyor ve her yıl 65-70 çocuğumuzun iş cinayetlerinde ölmesine göz yumuyor. Bu gerçekler “Daha çok çocuk geleceğimizin teminatıdır” kibirini baltalıyor. Eğer hükümet çocukları önemsiyorsa, çocuk yoksulluğuyla mücadele için bir acil eylem planı uygulamalıdır; Gerisi saçmalıktan başka bir şey değil.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir