Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taşcıer, hükümet tarafından beş yıl sonra yeniden toplanması beklenen Çalışma Meclisi için belirlenen tarihi eleştirdi.
Sendikaların 1 Mayıs'a denk gelmesini istedikleri için eleştirilen girişime ilişkin yazılı açıklama yapan Taşcıer, yasada Çalışma Konseyi'nin her yıl toplanacağı açıkça öngörülmesine rağmen buna saygı gösterilmediğini ve hükümetin bu konuda harekete geçtiğini söyledi. “Ben yaptım” anlayışıyla bir kez daha sembolik bir süreci başlattı. Çalıştırmak istediğini söyledi.
“BEN YAPTIM VE OLDUĞUNUN BİLİNCİNDE MUHTEŞEM BİR ADIM”
Taşcıer açıklamasına şöyle devam etti:
“Çalışma Konseyi'nin toplanıp toplanmaması hükümetin kendi iradesiyle karar verebileceği bir konu değil. Zaten kanunda, Çalışma Konseyi'nin yılda en az bir kez toplanacağı açıkça belirtiliyor. Yani uymayan bir hükümet var. Ancak şu ana kadar Meclis sık sık toplanıyor, çalışma hayatının ihtiyaç duyduğu diyalog ortamı için çok önemli olduğunu söylüyorlar ama sonra o zamana kadar sözlerini unutuyorlar. Bugün yeniden eğlenmeye dönmek istiyorlar, çözülecek çok büyük sorunlar var, hatta sorun haline gelmiş krizler var. Mantıklı bir çözüm bulmaktan başka çare yok çünkü taraflarla karşılıklı istişarede bulunmak gerekiyor. Tabii ki 'ben yaptım' zihniyetine sahip AKP iktidarı için bunlar çok uzak kavramlar ama zaman zaman sembolik işlemler yaparak sorunları çözeceklerini iddia ediyorlar. Meclis bu haliyle sembolik görüldüğü sürece, “biz konuları karara bağladık, bugün bu saatte gelin” denildiği sürece sorundan başka bir anlam taşımaz. “Alışverişe giderken arkadaşlarınıza gösterin” mantığı.
“AMAÇ AÇIK, SENDİKALARIN SESİNİ BASTIRMAK”
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın, Çalışma Konseyi toplantısı için 1-2 Mayıs tarihlerini belirlediğini bilgilerinize sunarız. Madem böyle bir niyetiniz var, başka tarih kalmadı mı? Zaten beş yıldır tahsilat yapmıyorsun. Bu tarihin seçilmesinin anlamı ve amacı çok açıktır; 1 Mayıs'ta sendikalar ve kitlesel demokratik örgütler sokağa çıkmasın, Saray'ın dört duvarı arasında seslerini bastıralım. Veya sarı olmayan sendikalar Meclis'e gelmemeli, çalışma hayatının sorunlarını konuşamamalı. Emeklilerin, işçilerin ve asgari ücretlilerin temsilcilerinin yer almayacağı bir Çalışma Konseyi kurarak çalışma hayatının ve çalışanların sorunlarını konuşmak yerine sorunları bastırıp halının altına süpürmeyi mi tercih edeceksiniz?
Asgari ücrete itirazlar, emeklilerin yaşam mücadelesi, çalışma hayatı paydaşlarının gelir memnuniyetsizliği ve hatta esnafın durumu da ses getirecek, gerçeklerle yüzleşmek yerine durumu değiştirecekler. Sendikasız bir Çalışma Konseyi'nde “Zor koşulları biliyoruz ama kemerlerimizi hep birlikte sıkalım” mesajını vermek isteyeceklerdir. Her iki koşul da kabul edilemez. Çalışma Meclisi toplanmalı ama tarihi değiştirilmeli ve gündem taraflarla birlikte belirlenmeli. Aksi halde dediğim gibi gösteri maçından başka bir şey olmayacak” dedi.